Malta' da yapilacaklar

Yaz kapida, belki bir cogunuz tatil planlarinizi yaptiniz, ben yine de yasadigim bu kucuk ada hakkinda kisa ipuclari vermek istiyorum. Soylemeden gecmeyecegim, lutfen ama lutfen bana burada ki dil okullari hakkinda bilgi SORMAYIN!!! Ne fiyatlarini biliyorum ne de hangisinin iyi oldugunu... 

Oncelikle Istanbul'dan Malta' ya sadece Pazartersi ve Persembe gunleri Air Malta ile gidis mumkundur. Air Malta'nin fiyatlari ozellikle yaz aylarinda biraz yuksek olsa da hostesleri Turk Havayollari' nin hosteslerinden cok daha guler yuzludur. Ada' da sadece bir tane havaalani bulunmaktadir o da Luqa' dadir. Oyle cok buyuk bir havaalani beklemeyin kucuk ama derli toplu bir yerdir. Kaybolmazsiniz merak etmeyin. Ucaktan indiniz, bavulunuzu aldiniz peki otelinize nasil gideceksiniz? Hemen havaalanindan cikar cikmaz otobus duragi ile karsilasiyorsunuz, kalacaginiz yer Sliema veya St. Julians ise X2' ye binip rahat ama bir o kadarda uzun bir yolculuk yapabilirsiniz. Evet, ada kucuk ama ne yazik ki otobus guzergahlari biraz normalden uzun. Otobus bilet fiyati ise 1 gunluk 2.60Euro, 1 haftalik 12 Eurodur. Biletleri otobus soforunden, makinelerden veya havaalaninda bulunan giseden almaniz mumkundur. Biletinizi her otobuse bindiginizi sofore gostermeniz gerekmektedir ve bazen de otobusun icinde kontrol yapilmaktadir bunun icin biletinizi saklamanizi tavsiye ederim. 

Peki nerede kalacaksiniz?? Ozellikle tursitlerin en cok tercih ettigi ve aradiginiz herseyi bulabileceginiz yerler olan Sliema ve St. Julians's tercih edebilirsiniz cunku buralardan bir cok yere tek bir otobus ile ulsamaniz mumkun olmaktadir. Valletta da kalmanizi tavsiye etmem zaten 2 tane 5 yildizli otel ve bir kac tane de 2 ve 3 yildizli otel bulunmaktadir. Evet, Valletta baskent ve adanin en hareketli yeri oldugunu  dusunuyor olabilirsiniz ama bu Malta icin gecerli degildir. Valletta da sadece gun icinde St.John Kadetrali'ni, muzeleri, kiliseleri, Upper ve Lower Barrakka Bahcelerini gezerek vakit gecirebilirsiniz, fakat hayat 19:00' dan sonra bitmektedir. Valletta'ya tam bir gun ayirdiniz ve yoruldunuz, o zaman Cafe Cordina' da soluklanmanizi oneririm. Valletta' nin en eski kafesinden biridir.  Zaten bir cok muze Cumhuriyet Caddesi (Republic Street) uzerindedir.

Bunun disinda, gormeden donmemeniz gereken bir yerde Mdina'dir. Sessiz sehir olarak da gecmektedir. Gittiginizde neden bu ismi verildigini cok iyi anlayacaksiniz gerci gunduz turistler ile doludur ama bir de gece gormenizi tavsiye ederim. Mdina'ya sadece orada yasayan halkin disinda araba girmesi yasaktir. Gece ile gunduz cok farklidir. Bir de Fontenalla' da kek yemeyi unutmayin. Gerci servisi cok kotudur ama manzarasi ve kekleri icin deger :) 

Eger, tarihi oncesi tapinak gezmeyi seviyorsaniz, Tarxien tapinagi, Hypogeum (buraya girmek icin onceden bilet almaniz geremektedir yazin bir cok gun doludur), Ħaġar Qim ve Ġgantija (Gozo' da bulunmaktadir) gormeniz gerekmektedir. 

Malta'ya 3 gun gibi kisa bir sure icinde geldiyseniz,  cift katli hop on, hop off otobusleri ile bir gun adanin kuzeyini, bir gun de adanin guneyini gezerek adayi biterebilirsiniz. 

Pazar gunu de Malta' da kalacaksaniz, balikci kasabasi olan Marsaxlokk'a sabahtan gidip, pazarini gezebilirsiniz. Ayrica adanin en guzel balik restoranlari da buradadir. 

Ne yenir ne icilir? Malta' nin yerel yemegi tavsandir. Bunu her yerde olmasa da bazi restoranlarda bulmaniz mumukundur. Bunun disinda pizza, makarna, gibi damak zevkimize uygun yemekler bulmaniz mumkundur. Merak etmeyin ac kalmazsiniz. 

Malta aslinda takim adalardan olusmaktadir, Malta, Gozo ve Comino en bilinenleridir. Comino' da sadece 3 kisi yasamakta olup, adanin en guzel denizi ve plaji buradadir. Gozo ise Malta' ya gore daha ufak, daha sakin ve daha el degmemistir. Gozo' da Azure Window, Rabat (Victoria) ve burada bulunan Citadella, Ta' Pinu Kilisesi, Xlendi gezilecek belli basli yerlerdir. Malta' dan Gozo feribot ile 20 dk. surmektedir. Burada da en yapilacak en iyi sey, feribottan iner inmez, hop on, hop off otobuslere atlayip gezmektir. 

Maltalilar son derece sakin ve rahatlarina duskun insanlardir. Bir cok yerde magazalar, 12 ile 16 arasi kapalidir. Bunun disinda siparis verirken ya da sirada beklerken sabirli olmalisiniz. Gecimlerini neredeyse turizmden saglayan bir ulke olmasina ragmen ne yazik ki, musteri memnuniyeti kavramindan habersizlerdir. 

Ada oldugu icin bir cok yerden denize girmeniz mumkundur ama kayalik oldugunu unutmayin. Kumsal olarak Golden Bay, Mellieha Bay ve St. Georges Bay plajlari bulunmaktadir. 

Ben duyunca sasirmistim ilk kez size ilginc gelir mi bilmem ama Malta'da 365 tane kilise oldugu soylenmektedir. Zaten hemen her sokak basinda dini heykeller gormeniz mumkundur. 

Sanirim bu benim en uzun yazim oldu :) Aklima gelen biseyler olursa da eklerim.

Feeling Blue

Annem ve babam buradaydi ve ne yazik ki 1 hafta cok cabuk gecti ve yarin sabahin erken saatinde Istanbul"a donuyorlar. Su an sanirim onlar Sliema da son zamanlarini gecirirlerken ben ise ofiste 10'a kadar calismak zorundayim. Ustelikte aglamamak icin zor duruyorken.

3 yil olacak neredeyse buraya geleli yeni bir hayat kuruli ama ne yazik ki geri donuslere bir turlu alisamadim ve de nefret ediyorum. Bir parcam hep onlarla kaliyor ya gitmelerini istemiyorum ya da ben donmek istemiyorum. Buarada mutsuz muyum? Hayir ama her zaman Istanbul da ki hayatimi, yasantimi ve tabii ki de geride biraktiklarimi ozluyorum ve bu ozlem ozellikle de annemin ve babamin ozlemi her gecen gun artiyor...

Ben daha fazla devam etmesem ve isime geri donsem iyi olacak yoksa daha fazla gozyaslarimi tutamayacagim.....

Ilk televizyon deneyimim...

Evet sonunda ben de televizyona ciktim :)) Bundan sonra bir daha teklif alir miyim bilmiyorum.

Isin asli su ki, Mayis ayinda calistigim turizm sirketinin basin gezisi vardi, bunun icin TRT den Ucuyorum programi, TV8 den Gulhan'in Galaksisi, Iz TV' den Nazim Alpman, Haberturk'ten Airport Haber ve Cumhuriyet Gazetesinden iki tane de gazeteci konuklarimiz oldu 3 gun. Her ne kadar yorucu olsa da bir o kadar da eglenceliydi. Benim televisyon deneyimim de burada basladi :) TRT Haber de yayinlanan Ucuyorum programinin sonunda kisa bir roportajim oldu. Ayrica programin icinde de kisa bir goruntum var.. Upper Barraka Bahceleri anlatilirken oturmuz gozlugunden karsi kiyi manzarasi gozuken bir kiz var iste o da benim :)

Bir de su var ki oturup vay be ne guzel her yeri geziyorlar diyoruz ama yarim saatlik bir program icin gercekten cok fazla yoruluyorlar.. 

Soylemeden de gecmek istemiyorum, Seda Kement gercekten cok seker ve bir o kadar cana yakin biri...

Sizi videolarla ve resimlerle basbasa birakiyorum hem Maltayi izleyin hem de beni :)

TRT Haber cekim yaparken.

Haber Turk cekim sirasinda.

Toplu resim. Ne yazik Gulhan ve kameramani eksik.Onlar yemekten sonra cekim yapmaya gitmislerdi.

Teyze oldum ben!!!!

Evet sonunda ailecek beklenen minik Elora 05 Aralik 2011' de hayata gozlerini acmis bulunmaktadir. Henuz yakindan gorme firsatim olmadi ama gelen resimlerden minigimizin cok seker ve tatli bir bebis oldugu belli, resmen oyuncak bebek.. Kocaman bir masallah diyorum.

Bu arada minik Elora resmen bana ugurlu geldi. Dogdugu gun is gorusmem vardi ve ertesi gun arayip ikinci gorusmeye cagirdilar, gittigimde de hemen kontrati verdiler!!! Umarin kendisi de cok sansli olur :)

Anne ve babasini buradan bir kez daha tebrik ediyorum...

Adada yasamak ve denize girememek

Malta da yaz son hizi ve sicakligi ile devam etmekte.. Dort tarafi denizlerle cevrili bu kara parcasinda dogal olarak da nem orani tavan yapmis durum da..

Ben ise yaz basindan beri toplasaniz 4 kere su ile bulustum. Her cuma denize ye da havuza gitmeye heveslenip, cumartesi gunu usengecligimden evden cikmiyorum.. Bir de isin aci tarafi var tabii ki,  saat 6 da isten yirgun argin cikiyosunuz, yogunluktan bunalmissiniz is kiyafetleriniz uzerinize fazla geliyor ve bir bakiyorsunuz ki tum tursitler gunesleniyor ya da deniz den donuyor sotlarla... Yazdan bu yuzden nefret ediyorum Malta da...

Adanin hemen her tarafindan denize girmekte mumkun tabii ki cogunluk kayalik. Malta da kumsal plaj bulmak cok zor. toplam 4 tane kumsal plaj mevcut ve tabii ki de Comino adasinda bulunan Blue Lagoon ki burasi Malta nin en guzel plajina ve denizine sahiptir.

Malta'da araba kullanmak daha dogrusu ogrenmek

 16 Nisan dan beri araba kullanmayi ogreniyorum, 15 dersi geri de biraktim ama az da olsa ilerleme mevcut sanirim en azindan eskisi gibi direksiyon hocam ben kullanirken korkmuyor ya da direksiyonuma yapismiyor.. Ilk zamanlar en buyuk sorunum duz gidememekti, devamli park eden arabalarin ustune suruyordum, bunun nedeni ise direksiyon hocam tarafindan daha once hic bisiklet kullanmamis olmam diye aciklanmisti..

Ilk dersim yagmurlu bir sabah basladi, Turkiye de ya da diger ulkelerde nasil bilmiyorum ama direk trafigin gobeginde basliyorsunuz. Benim ilk baslarda ilk korkum yanlis seritten kullanmakti cunku burada trafik soldan akiyor. Allahtan korktugum gibi olmadi gerci bazen hala celisiyorum hatta dun ters serite girdim 1-2 saniyeligine ama sonrasinda hemen toparladim. Bir de su an manuel araba da ogreniyorum. Herseyi ayni anda yapmak cok zor.. Bir yanda yavasla, vites degistir, arabayi sabit tutmaya calis ve etrafina bak.. Ama en en kabus ise bizim gobek dedigimiz roundaboutlar.. Bu arada bunlardan adimbasi var ve tam bir kaos ortami yasaniyor.

Bir de ne yazik ki Maltali suruculer pek yardim sever degiller yeni ogrenenler icin.. Yanlislikla arabayi stop ettirdiginizde hemen korna calmaya baslarla, size yol vermezler, kendi yolunuz olsa bile size gecis hakki tanimazlar ya da kufur ederler ki ben hala Maltaca bilmiyorum, eger ehliyeti alirsam, ilk isim Maltaca ogrenmek olacak :)

Bir de sinav ile ilgili bir suru hikaye duyuyorum.. Ozellikle yabancilari birakmak icin ellerinden geleni yapiyorlarmis.. Gorucegiz gerci sanirim benim icin daha zaman var !!
 
Bu arada yukarida ki resim gibi olmam icin bir 10 yil gecmesi lazim sanirim :):)

Gyor Gezimiz

07 Haziran Malta da tatildi bizde bunu firsat bilerek haftasonu ile birlestirerek kisa da olsa bir tatil yapma firsati yakaladik. Gyor, Macaristan in 5. buyuk kentiymis. Her taraf yemyesil, sakin ve huzurlu bir kasaba gibiydi acikcasi. Her yasta insan bisiklet kullaniyordu. Genis kaldirimlar 2'ye bolunmustu bir taraf yayalar icin diger taraf bisikletler icin.Ve suruculer son derece disiplinli ve saygili bir sekilde araba kullaniyorlardi. Benim icin tek olumsuz tarafi ne yazik ki dil sorunu oldu.. Ingilizce anlayan ve konusan birini bulmak cok zor ayni sekilde restoranlarin bir cogunda Ingilizce menu de yoktu. Hatta ilk gun otobus terminalinden taksiye bindik, kalacagimizi oteli tarif etmeye calisiyoruz adam macarca konusuyor biz Ingilizce, zor da olsa anlastik ama gercekten cok komikti. Yine dil sorununa ragmen guleryuzlu ve yardimseverler.
Bu arada bir ulkeden bir baska ulkeye yuruyerek gecmemistim onu da yaptik bu gezimizde :) Once yarimsaatlik tren ile yolculugu ile Komaron (Macaristan) a gittik oradan da 10 dakikalik yurume mesafesi ile Komarno ya (Slovakya)  ulastik :) Gercekten son derece ilginc bir deneyim oldu bizim icin.
Bu arada hava son derece degiskendi. Gunduzleri son derece sicak hatta Malta dan sicak, aksamlari ise yagmurluydu. Hatta son gunumuzun tadini cikarmak icin cevreyi geziyorduk ki aniden yagmur basladi bizde biryere siginmak zorunda kaldik, daha sonra yagmur bir anda doluya yagmaya basladi.
Bu arada hem Slovakya hem de Macaristan da inanilmaz bir toplu tasima var.Trenler cok gelismis, yeni. Uluslararasi trenlerle rahatlikla baska ulkeye seyahat edebilirsiniz. Ne yazik ki adada yasadigim icin oyle seyahatlari cok kiskaniyorum..
Kaldigimiz 4 gun icinde bir gunde Budapesteye gittik. Ama gitme amacimiz 2 senedir gormedigim Macar arkadasimla gorusmekti.
Onumuzde ki yil tekrar gitmeyi planliyoruz.. Herseye ragmen biz cok sevdik...

Belediye Binasi

Slovakya ile Macaristan'i baglayan Elizabeth Koprusu.

Gyor sehir plani. Hemen hemen her kosebasinda mevcut.

Son gun deli gibi yagan yagmur..

Gyor un ortasindan gecen nehir ve ustunde bulunan koprulerden biri..

Ve donus yolu..