Thursday, January 28, 2010

Malta Manzaraları-2

İşte tipik bir Malta otobüsü. O kadar ilginçler ki zil yerine ip var tavanda ve onu çekiyorsun :))) Tabii en yeni teknoloji ile donatılmış otobüslerde mevcut.

Malta manzaraları - 1

Uzun bir aradan sonra yeni bir fikirle döndüm. Düşündümde madem baka bir ülke de yaşıyorum, e bog adı da Malta'da yaşam, O zama ara sıra sizlerle Malta nin binbir (!) yerinde çektiğim resimlerden koyacağım. Gerçi Old Malta adlı yazımda bir tanecik resim var ama bunu gelenekselleştiriyorum artık.
İşte İlk resim geliyor. Birgu dan. Daha önce de başka bir resim yayınlamıştım Birgu'nun ama sevdiğim şehir burası. Kendimi resmen ortaçağda hissediyorum. Resimde tipik Malta evleri ve balkonlarını görebilirsiniz.





Bu arada 1 aylık süren iş hayatım yarın itibariyle sonlanıyor. Yeni iş arayışlarına döneceğim. Ne yazık ki heves ile başladığım iş pek istediğim gibi olmadı.

Tuesday, January 19, 2010

Şaka gibi bir gün !!

Yılmaz Özdil'i takip eder misiniz bilmiyorum ama kendisi benim en sevdiğim Hürriyet Gazetesi yazarıdır. Her yazısı gerçekten doğrudur. Bu yazısında yazdığı konuyu daha bugün yaşadım.
Bu sabah Stefan ile beraber 2 ay önce başvurduğumuz freedom of movementimi almaya gittik.(freedom of movement in anlamı serbest dolaşım. Eşimin Maltalı olmasından dolayı vize sorunum olmuyor ayrıca freedom of movement dedikleri zımbırtı hem oturum hem de çalışma izni yerine de geçiyor.) Allahtan bir sorun çıkmadan pasaportuma yapıştırdılar 2011 e kadar da geçerli. Pasaportumun süresine göre veriyorlar uzunluğunu. Oradan çok kısa süreceğini tahmin ettiğim fakat inanılmaz derece de sinirlerimizi bozan geçici Malta kimliğimi almaya gittik.. Çok meraklı değilim ama ne yazık ki iş yerinden tuturdular kimlik diye :(
Önce polis evrakları kontrol ediyor.Eğer Avrupa Birliği ülkesi değilseniz ve de müslüman ülkeden geliyorsanız yandınız...
Daha önce gitmiştim tek başıma ama polis eşinle ve freedom of movement ile geleceksin demişti. Neyse bu sefer gayet hazırlıklıydık herşeye yani biz öyle sanıyorduk. Uzun bir kuyruktan sonra sıra bize geldi önce polis evraklarımızı kontrol etti benim evraklar tam ama Stefan kimliğini değiştirmek zorunda kaldı çünkü kimlikte ki adres şu an oturduğumuz adres değildi. Neyse o gitti değiştirmeye ben de dışarıda bekledim. Aradan 15 dakika geçtikten sonra geldi polisten onay çıktı. Başka bir odaya resim çektirmeye gittik, o en hızlı iş oldu sadece 2 dakikamızı aldı. Resim işinden sonra dışarıda bekleyen başka bir insan grubunun içine girdik. Burada yaklaşık yarım saat bekledik sıramız gelsin diye. En sonunda sıra geldi vezne gibi bi yere geçtik,  içeride gayet suratsız bir kız. Evrakları verdik şöyle bir baktı ve bize ne yazık ki olmaz pasaportunuz ile evlilik belgeniz de ki soyad farklı dedi!!!!! Şaka gibi... Evlilik belgesini de Malta hükümeti verdi onlara da bir sürü şey beyan ettik, onlarda da benim pasaportumun fotokopisi var ayrıca freedom of movement için de bir sürü evrak verdik. Orada evlenmeden önce ki soyadım yazıyor ama görüştüğümüz kişi pasaportta eski soyadımdan dolayı eski soyadımın basıldığını söyledi, kimlik kartında sorun olmaz denilmişti... Kız açıklamalarımızı bile dinlemiyor. Ben buraya gelmeden önce gerekli gereksiz tüm evraklarımı tercüme ettirdim noterden onaylatıp apostil yaptırdım. Ayrıca pasaportumu değiştirmedim ama soyadı değişkliği yapılmıştır diye de yazı yazdırdım.Türk kimliğim şu an ki soyadımla geçerli. Tercümeleri bile kabul etmedi. Tek dediği pasaportu değiştirin. Pasaportun değişmesi demek freedom of movement için tekrar aynı işlemlerin tekrar yapılması demek. Tabii küçük çapta bir tartışma yaşandı...Biz de evrakları alıp geri geldik. Pasaportumu değiştirmeyi düşünmüyorum sadece Malta da geçerli olan kimliği almam olur biter..
Bu arada biz Türkiye de evlendik ne yazık ki bize verilen uluslararası evlilik cüzdanı burada geçerli değil... Tekrar evliliğimizi onaylattık.
Ben tabii bir sinirle eve gelip ekim ayında açılmış olan Türk Büyükelçiliği aradım.Önce ilk çalışta açıldı. Ah dedim bak nasılda Yılmaz Özdil yanılmış hemen açtılar telefonu. Neyse yabancı bir bayan çıktı ben de Türkçe konuşan birini istedim beni bağladı. Ben kendi dilimden ve ülkemden biriyle konuşacam diye gayet mutlu ve sevimli bir şekilde "Merhaba" dediysem de karşımda ki bir o kadar soğuk "Efendim" dedi.Ben hemen konuya girdim olanları anlattım, bana ne yazık ki birşey yapamayız sizde pasaportunuzu değiştirin eğer çok acilse de Roma Büyükelçiliğini arayın dedi....Kendileri daha işlem yapmaya başşlamamışlar Martta başlıyorlarmış....
Türkiye de evlenmeden önce Stefan ın evraklarında bir sorun çıkmıştı hemen Türkiye deki Büyükelçiliğini aradı. Bir kaç defa büyükelçi kendi aradı ve de özel numarasını verdi herhangi bir sorun olursa diye...
İşte aramızda ki fark bu... Benim ülkemi temsil etmek için gelmiş olan Büyükelçilik ne yazık ki baştan savma davranıyor, ilgilenmiyor bile... Belki bir bir belge hazırlasa ya da direk görüşse işe yarayacak ama nerdeeeeeeeee.
Bir de sakın Türkiye de büroksi çok fazla devlet dairelerinde demeyin burası berbat!!!!

Sunday, January 10, 2010

Old Malta



Babamın objektifinden bir fotoğraf.

Burası Malta'nın en sevdiğim yerlerinden biri Birgu. Eğer yolunuz düşerse kesin uğrayın derim. Kendimi burada ortaçağda hissediyorum. Dar yollar, eski evler.. 

 

Geçen Haftanın özeti

Yine tembelliğim son sürat devam ediyor.. Hiç bişey yapasım yok tek istediğim boş boş evde oturmak ki dün bunu gerçekleştirdim kafamı bile çıkartmadım camdan :) Hatta akşam Stefan Valletta'da gerçeleşek olan festivale gitmek istedi ama biraz rahatsız hissediyordum kendimi iptal ettik bu programı da..Ama bugün kaçış yok sanırım akşam üzeri gibi uzun bir yürüyüşe çıkacaz eğer hava yağmurlu olmazsa ki sanırım güneş devam edecek tüm gün..Şu an itibariyle 12 derece. Tüm Avrupa'da kara kış varken burası gayet sıcak....

Bu arada Malta ile ilgili küçük bir bilgi, Valletta Malta nın başkenti ama benim oturduğum şehirden sadece 40 dakika otobüs mesafesinde araba ile tabii ki daha kısa :) Kendimi İstanbul içinde seyahat ediyorum gibi hissediyorum burada. Bazı şehirler birbirine yürüme mesafesinde. Örneğin yazın annemlerle gelmiştik ve Msida da kaldık. Bir kaç sokak mesafe de büyük bir market vardı ve oraya gittik yürüyerek sonradan öğrendim ki market Hamrun dedikleri başka bir şehirdeymiş :) Ama yine de araba şart.Arabanız yoksa otobüs e binmekten başka şansınız yok ve otobüs saatleri belli değil ayrıca şoförler dünyanın en kaba şoförleri sanırım...


Ayrıca yeni işimde 1 hafta geride kaldı. Hala alışamadım.. Çünkü ofiste ki tek Türk benim, 2 tane Fransız, 1 Maltalı, 5 İsveçli ve de 1 Polonyalı var. İsveçlilerin sayısından anlaşıldığı üzere İsveç şirketi.. Sanırım çalışması en kolay insanlar. Gayet rahat ve mutlular..Biraz zorlanıyorum 6 yıllık turizm geçmişinden sonra çok farklı bir sektör ve de üstüne üstlük ana dilim olmayan bir dil kullanmak zorundayım.. 6 aylık deneme süresi var, 6 ay sonunda karar verecez karşılıklı devam mı yoksa değil mi diye..

Bu arada beklediğim kargoma sonunda kavuştum. Aslında 31 Aralık da geldi fakat ben 5 dakikalığına markete gittim geldim ve de bıraktıkları kartı gördüm tabii yıkıldım. Ama en azından paket sağ salim gelmişti.. Normalde cumartesi de postahaneler açık ama şansıma o hafta sonu çalışmadılar. Pazartesi sabahı tam evden çıkmaya hazırlanırken gedirdiler :)